23 Aralık 2013 Pazartesi

ZAYTUNG DEĞİL; ALINTERİ!



Sevgili Başbakan danışmanımız Yiğit Bulut, son zamanlarda ortaya çıkan yalan yolsuzluk iddalarına inanılmaz müthiş, über mega bir yorum getirerek olayın bambaşka bir boyutuna dikkat çekti: "YOLSUZLUK ALLAH İLE KUL ARASINDADIR" 

Bulut, 'İnsan yolsuzluk yapabilir. Hepimiz insanız, ham meyve yemişiz, hepimizin çiğ sütten geldiği açıkça ortada. Ama yolsuzluk yapıldı diye bunu bir hükümete yapıştırmaya çalışmak, bunu siyasi bir otoriteye yapıştırmak, bunu bir başbakana yapıştırmaya çalışmak işte işin operasyon kısmı burası. Yolsuzluk var mıdır, yok mudur? onu tartışmıyorum. Kim yaptıysa en ağır cezayı çeksin' dedi. İŞTE O MASALSI, EFSANEVİ KONUŞMA!!! 

Buradan ne anlıyoruz? Yolsuzluklarla, hırsızlıklarla başa çıkmak için hukuka, mahkemeye filan ihtiyacımız yok! Allah'a havale etmemiz yeterli. En doğruyu tabi ki de Allah bilecektir. Ama düşünce suçlularını, o rezil öğrencileri, kaka yazarları, sümüklü gazetecileri filan hapse tıkmalıyız. Çünkü onların suçları Allah'la kul arasında DEYİL!!!1!!1!!

Evet, bakanlarımızın çocukları rüşvet alırken iş üstünde kayda alınmış olabilirler. Ama biz bu kayıtları delil olarak değerlendirmemeliyiz. Evet, bakanlarımızın rüşvet alırken kayıtları da ortaya çıkmış olabilir. Ama bunun takdiri yine Allah'a bırakılmalıdır. Bizim zavallı akıllarımızın keseceği işler değildir bunlar. Hele ki yolsuzluk ve dolandırıcılığı hükümetimize yapıştırmak, kesinlikle Allah'a şirk koşmaktır! Hem zaten bizce hukuk, kanun, yasa filan da hep Allah'a şirk koşmaktır. Hakimler filan hep Allahçılık oynayan kafirlerdir. Hükümetimiz dolandırsa bile, halkının iyiliği için dolandırmaktadır. Bu işi yargılamak bize düşmez!

Sonuç olarak Başbakanımızın da dediği gibi biz bu süreçten güçlenerek çıkmasını da iyi biliriz. Siz istediğiniz kadar kıçınızı yırtın sefil hümanistler! Bu iş de sonuca vardığında akepe hükümeti eller üzerinde tutulacaktır. Çünkü bizim halkımız doğruyu, yanlışı ayırt etmesini çok iyi bilir. Halkımız için kendi cebinden hortumlanan para önemli değildir. Halkımız materyalist değildir. Halkımız ruhani değerleri önemser. İsterse akepe hükümeti halkımızın cebinden tüyü bitmemiş yetimin parasını alabilir, mühim değil! Eğer vekillerimizin daha iyi hizmet verebilmek için o paraya ihtiyacı varsa, halkımız bunu seve seve kabul eder. Eğer vekilimiz, yüzbinlerce euro'luk saatle, vakko takım elbiselerle görevini daha iyi yapacaksa, varsın halkımız aç kalsındır! Bizim halkımız gerekirse aç kalır, ama hükümetini aç bırakmaz! 

Halkımızı onların iyiliği için aç da bırakırız, haklarını da yeriz! Onların yerine zenginliğin o sevimsiz doyumsuzluğunun derdini de biz çekeriz! Yeter ki halkımızın kafası boş kalsın.. Ay aman!.. Kafası rahat olsun! 

ZORUNUZA MI GİTTİ ACABA? 

20 Aralık 2013 Cuma

BU KİRLİ OYUNA DUR DEMELİYİZ!

Açık seçik görülmekte ki, hükümetimiz üzerinde şeytani oyunlar oynanmakta. Birdenbire ortaya çıkan sözde "yolsuzluk" haberleri ile kolumuz kanadımız kırıldı.. Devletin içine 12 yıldır habis gibi işlemiş bir derin devlet var ve malesef bunun cezasını  akepe hükümeti çekiyor. Bi kere başbakanımızın bu derin devletten haberinin olmaması büyük haksızlık! Başbakanımız adalet sistemimizi, polisimizi cemaate emanet etmiş olabilir ama şu an yaşanan resmen emanete hıyanettir! Kime güveneceğimizi gerçekten bilemiyoruz artık! İnsan bu kadar da yalnız bırakılmaz ki!

Bi kere zaten başbakanımızın, bakanlarımızın devlet içine habis gibi yerleşen bu derin devlet organizasyonundan nasıl haberi olsun ki? NE alaka yani?.. Hmm.. bi dakika.. olmadı bu..

NEYSE! KONU O DEYİL!

Bu saldırılardan da alnımızın akıyla çıkıcaz! Başbakanımız yolsuzluk da yapsa halkının iyilği için yapar! Bunu da o kuş beyinlerinizden sakın çıkartmayın tamam mıa?! Gidin satranç oynayın pis cahiller!!! Bıktık yhaa....

BAŞBAKAN ÇOK SÜPER BİŞEY LAN! ŞAMARLATMAYACAĞIZ!!!

17 Aralık 2013 Salı

YOLSUZ KALDIK REYİZ

Bu sabah CHP'lilere döne döne çiftetelli oynatan bir yalan haberle uyandık. Neymiş efendim, adalet sistemini iktidar zamanında ele geçiren cemaat, akepenin yolsuzluklarını ortaya koyacakmış. YALAN! akepenin yolsuzluğu yoktur, olmamıştır! Yolsuzluk değildir o! Yolsuzluk olsa duramazdık!
Bu tip yalan ve saçma haberlere itibar edilmemesi gerekmektedir. Çünkü daha bir kaç gün önce Egemen Bağış ve Recep Tayyip Erdoğan, Yolsuzluksuzluğu coşkuyla kutlamışlardır. Görsel kanıtı aşağıda açıkça görülmektedir.
Şunu herkes açıkça bilsin: Bugünkü yolsuzluk iddiaları, şehirlerine, ilçelerine, köylerine duble yol gelmeyen vatandaşların galeyana gelerek yaptıkları gizli protestolar sonucu hükümetimizin kendisini sorumlu hissederek, bizzat gidip hukuka ve adalete temsil olmalaının çarpıtılmasından kaynaklanmaktadır! Duble yol isteyen vatandaşlara istediklerini veremeyen, onları yolsuz bıraktıklarına inanan ve bunun vicdan azabına dayanamayan  yetkililer, bu azaba dayanamayarak kendilerini önce ALLAH'ın, sonra T.C.'nin adaletine teslim etmişlerdir.

HEMEN NE FESATLIK YAPIYONUZ?

9 Aralık 2013 Pazartesi

çizgifilmken daha da sevimli minnoşumuz

Mısırlı kardeşlerimiz sevgili Başbakanımızın çektiği çileleri anlatan çok güzel bir çizgifilm yapmışlar. İzleyin mutlaka ve görün bakalım, BU ÜLKENİN BAŞBAKANI BİLE KENDİNİ NE ZOR ŞARTLAR ALTINDA İFADE EDİYOR!!!1!!1!!111!!!1!

http://www.dailymotion.com/video/x157ukz_erdogan-a-cizgi-filmli-elestiri_news?start=110

24 Ekim 2013 Perşembe

DAAAN! Yüzen Domuzlar Yarattık!

Akepe'nin 3. Köprü icraati nedeniyle Kuzey Ormanları'nın tahrip edildiği, buradaki habitatın yok olduğu,  İstanbul'un en önemli yeşil alanlarından belki de sonuncusunun ortadan kaldırıldığı şeklindeki iftiralar sonunda açıklığa kavuştu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ekim ayı toplantısında  CHP Grubu, İstanbul Boğazı'nı yüzerek geçen domuzlarla ilgili soru önergesi verince olayın gerçek yüzü gün gibi aydınlandı. 

CHP, yine Akepe icraatlarına balta vurmak isterken baltayı yine taşa vurdu. Kuzey ormanlarının telef edilmesi ardından yuvasız kalan ve kendilerine yeni yuvalar arayan hayvanların şehre dağıldığını, habitatın zedelendiğini vurgulamak isteyen CHP, bir noktayı atlıyordu: Akepe'nin hayvan sevgisi! 

Şimdi size soruyorum. Domuzların İstanbul Boğazı'nı yüzerek geçip Anacolu Yakası'na taşınmalarında nasıl bir sakınca olabilir? Bakın küresel ısınma diye bir gerçekle yaşıyoruz. Çok yakında dünyamız sular altında kalacak. O zaman yüzme bilmeyen hayvanlar ne yapacak? Yok olacaklar! O kadar canın vebalini Akepe nasıl taşıyacak? Bu nedenle, hayvanları geleceğin yaşam şartlarına hazırlama bilinciyle hareket edilmiş ve her hayvanın yüzme öğrenmesi sağlanmaya çalışılmıştır. Yüzemeyen bir domuz, sular altında kalmış bir dünyada nasıl hayatta kalacak, sorarım size! 

Akepe'ye ve icraatlarına ket vurmadan önce lütfen mantıklı düşünün. DOMUZ YÜZDÜRMEYİ SİZDEN ÖĞRENECEK DEYİLİZ!!!! 


21 Ekim 2013 Pazartesi

YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ KEDİLER


Bence dünya kedilerin etrafında dönüyor. Kesinlikle... Kendini aslan, kaplan, efendime söyleyeyim panter, olmadı vaşak sanmalarının başka bir izahı olamaz. Hiç şüphesiz...

Paranoyak birtakım hal-hareketler, tamamen kendi arasında pusu kurup avlanmalar, tipine-boyuna-posuna bakmadan pençe atmalar, diş ve tırnak göstermeler... Biz gülüyoruz ama onlar son derece ciddi. Kedi ciddiyeti denen bir şey var. Gözleri belertip insan gibi tavır takınma denen bir şey var. Korkunç... Korkunç derecede mantıklı. Doğaları bu, tabiatları bu, ataları-7 düvelleri bu. Evcil olanların vahşi yaşamdaki irilerine benzeme çabalarına gülüp geçiyoruz; işin özü bu. Komik...

Kedi denen varlık, kendi başına bir bireydir. Kedi özgürdür. Kedinin fıtratı böyledir, dümdüzdür kedi. Keşke kedi kadar birey olabilsek...

Sokakta kedilere selam verip konuşmayı denediniz mi? Tavsiye ederim. O kadar akıllılar ki, içlerine insan mı kaçmış bunların acaba diye düşüncelere sevk ediyorlar sizi. Güldürken düşündüren, her biri birer kara komedi; kediler...

Keyfidir kedi. Keyfinin kahyasına kışt dememeli... Kızdırmamalı... Naiftir. Alınır. 

Müdahale edilmemelidir kedilere. Dedim ya; özgür bir bireydir o. Sokamazsın kendi kaidelerinin içine, kabullenmez, geri teper. Anarşisttir. 

Meraklıdır. Araştırır. Kurcalar. Unutmaz. Sen gözünü kapatıp açana kadar o dünyaları keşfetmiştir bile. Kedi her zaman bir adım öndedir. 

Karakteristik hayvandır. Her cinsin kendine has karakteri vardır. İnsan bile karaktersizken günümüzde, kedilerin bu denli karakter sahibi olması keşke dokunsa kimilerine... Ama nerde....

Kedi özeldir. Kedi seven insanlardan zeval gelmez, merhametlidir o kişiler. 

Kedi başlıbaşına bir gizemdir. Ne zaman ne yapacağını kestiremezsiniz, sizinle dalga geçer, algılarınızla oynar. Eyyamın ta kendisi, eyyamcının bayrak taşıyanıdır.

Büyülü, sihirli, efsunludur kedi. Sevdikçe ömrünüze ömür bereketi katar, keşfetme arzusu katar. Dünyaya bakış açınızı değiştirir çünkü o bir kedidir.

Kedilerin gözleri çok güzeldir. Şiirdir. Serbest nazımdır. Okuyun, okutun. 

Hayat için, yaşama sevinci için, insan olduğumuzu anlamak için son sözümüz: FORZA KEDİ!














TANIDIK İSİMLERE KULAK VERELİM: 

Tanrı'nın yarattığı tüm hayvanlar arasında köle yapılamayan tek hayvan kedidir. Mark Twain

Bütün hayvanlar arasında yalnızca kedidir yaşamı seyreden. Varolmanın döner dolabını mesafeli bir konumdan izler. Kedide sempatik olma kaygısı yoktur. Yalnızca yaşar, uzak, dingin ve bilge. Andrew Lang

İnsanlar hakkında psikolojik romanlar yazmak istiyorsanız yapacağınız en iyi şey bir çift kedi edinmektir. Aldous Huxley

Kedinin duygusal dürüstlüğü tamdır. İnsanlar çeşitli nedenlerden duygularını saklayabilirler ama bir kedi asla. Ernest Hemingway 

Bir kediyle geçirilmiş zaman asla vakit kaybı değildir. Sigmund Freud

Kedimizle oynarken, o mu bizi eğlendiriyor, yoksa biz mi onu eğlendiriyoruz kim bilebilir?  Montaigne

Bir kedi sizin dostunuz olur ama köleniz asla. Theophille Gautier

Kediler 'her şey insanlar içindir' atasözünü çürütmek için dünyaya gelmiştir. Paul Gray

Kediler doğanın başyapıtıdır. Leonardo da Vinci

Kedinin kalpsiz olamayacak kadar derin bir ruhu vardır. Ernest Menault

Kediler esrarengiz canlılardır, akıllarından bizim tahmin ettiğimizden çok daha fazlası geçer. Sör Walter Scott 

Bir yazarın edebi gücünün bir mezar taşı yazısı yazabilmesiyle ölçülebileceğini söylüyorlar. Ben derim ki: Bir kedi yavrusuna isim verebiliyor mu? Samuel Butler

Kediler asla sabahın 3'ünde havlayarak sizi rezil etmezler, komşularınızı ısırmazlar ama perdeye tırmanıp odanın tavandan nasıl göründüğünü merak ederler. Helen Powers

Birçok filozof ve kedi tanıdım, kedilerin bilgeliği daha üstündü. Hippolyte Taine

Bir kedinin sevgisinden daha değerli ne olabilir? Charles Dickens

Kedi kimsenin maskarası olmaz. Heywood Brown

Kediler gizemli yaratıklardır... Sizi mi seviyorlar yoksa yalnızca lütfedip evinizde mi kalıyorlar asla bilemezsiniz. Onları son derece çekici kılan bu gizemdir. Paul Moore

Minicik bir kedi yavrusu bir sanat şaheseridir. Leonardo da Vinci

Bir kedinin öfkesi muhteşemdir; saf kedi aleviyle yanar, bütün tüyleri dimdik olur ve herbiri cızırdayan mavi kıvılcımlar saçar. Gözleri ise içinin aleviyle ışıl ışıldır. William S. Burroughs

Küçük tüylü yaramazlar yalnızca bütün duygularınızı boşalttığınız derin, çok derin kuyulardır. Bruce Schimmel 

@MargreetZelle yazdı... 



15 Ekim 2013 Salı

KESİN KANAAT


 Dert çok, derman yok. Değil mi? DEĞİL. Derman var ama kulak asan yok. Neden? Çünkü ÇOK BİLİYORUZ, ondan. 

Hepimiz insanız. Zaten bu belli başına bir dert silsilesiyken bir de her şeyin BİLİRKİŞİLERİ ile cebelleşmek cidden çok yoruyor. Bakıyoruz; herkes bir şeyin UZMANI. Yahu demezler mi adama:YA, HE HE... 

Gerginiz. Gerçekten gergin günler geçiriyoruz. İnsanlığımız sınanıyor. Endişeliyiz. Çoğu zaman kavgaya müsait, hazır ve nazırız. 

Aldatılıyor, kandırılıyoruz. Yalan beleş. Yalanlar cepte, sıcağı sıcağına yiyoruz bir güzel... Akıllanmıyoruz. Pişmanlıklarımızdan ders almayı bilmiyoruz, buna mukabil her haltı ÇOK İYİ BİLİYORUZ. 

Sövüyoruz. Rahatlayamıyoruz. O içte kalan yangın her an körükleniyor, zamanı gelince patlıyoruz ve istemeden kalp kırıyoruz. Keşke yıkıcı olmayı değil, ucundan da olsa YAPICI olmayı tercih etsek. Etmeyiz çünkü UZMANIZ biz, onu da BİLİYORUZ onu da. Eksik kalmıyoruz, aman eksik kalmayalım, sakın ha ihmal etmeyelim ve derhal EHL-İ VUKUF olalım.

Mevcut koşullar ne kadar olumsuz olursa olsun "umut" denen yegane hayata tutunma "şeyini" bir türlü barındıramıyoz içlerimizde. Karamsarlık işlemiş iliklerimize. Savunmayın, argümanlarla, bahanelerle gelmeyin. Umut etmenin önüne hiç bir engel konulamaz. Umut, engel tanımaz.

Kör kuyularda merdivensiz bırakılanın yalnızca kendimiz olduğunu var sayarak hareket ediyoruz; bilinçli veyahut bilinçsiz; benciliz... Yardım etmeye, bir işin ya da bir oluşun ucundan tutmaya ödümüz kopuyor. Neden, ama neden arkadaş? İnsan, yalnız bir varlık değildir. İnsan paylaşır. İnsanın en makbulu paylaşımcı olanıdır. Yapmayın... Bu zor, dar günlerde BİLİYORUM ben deyip herkese, her şeye sırtınızı dönmeyin. 

Koyverin gitsin... Deneyin en azından... Boşuna olduğunu bilseniz bile, yanlış da olsa çabalamaktan vazgeçmeyin. Her haltın EKSPERİ olacağınıza, iki rek'at mütevazi olun. Hazmedin.

Son olarak; bugün İNSAN olun.




Twitter'dan @MargreetZelle yazdı.

8 Ekim 2013 Salı

Alevi Sorunu Diye Bir Şey Yoktur; Az Oroyin Vardır

Geçtiğimiz hafta açıklanan reformlarla dolu demokratikleşme paketinde Alevi vatandaşlarımız için de inanılmaz açılımlar gerçekleştiren hükümet, bazı densizlerce  "Alevi sorunu" diye tanımlanan durumun aslında tamamen bir yanlış yönlendirme ve taşlaşmış kalplerin oyunu olduğunu açıklığa kavuşturmuştu. Alevi vatandaşların kapılarına işaret konmasının sebebinin bu vatandaşlara fazladan ilgi ve ihtimam gösterilmesi gerekliliğinden kaynaklandığı, Alevi cinayetlerinin ise tamamen vefat eden kişilerin talepleri üzerine gerçekleştirilen ötenazi uygulamaları olduğunu artık anlıyoruz. Bunları nasıl mı fark ettik? Çünkü açıklanan demokratikleşme paketinde Başbakanımız, Nevşehir Üniversitesi'nin ismini Hacı Bektaş Veli Üniversitesi olarak değiştirdi. Artık Alevi vatandaşlara yapılan haksızlıklar son buldu. Zaten öyle haksızlıklar da yapılmamıştı.

Ancak muhalefet, bu barış dolu hamleleri karalamak için, AKP'li Mehmet Metiner'in, canlı yayında bazı Cemevlerinin terör yuvası haline geldiğini söylediği  dedikodusunu yaydı. Oysa işin aslı bambaşkaydı. Olayı birebir gözlemleme fırsatı bulan Yiğit Bulut, "Sayın Metiner canlı yayın esnasında birden fenalaştı. Gözleri belerdi. Hemen anladım ki telekinezi etkisi altına alınmıştı. O sırada da zaten bu cümleyi sarfetti.. Tüm programı telekinezi etkisinde geçirdi maalesef. Program bitiminde hala telekinezi etkisi altında olduğu için, program kapanışında bir yandan harman dalı oynayıp bir yandan bağırarak andımızı okumaya başladı. Neyse ki o sırada jenerik girmişti de seyirciler bunları görmedi. Sonrasında tekrar gözleri beleren Metiner derin bir nefes verip telekinezi etkisinden çıktı. İlk sorduğu soru da 'Umarım Cemevlerinin terör yuvası olduğunu söyletmemişlerdir bana :(' oldu. Buradan kendisine geçmiş olsun diliyorum tekrar. Muhalefetin hepimizi telekineziyle öldürmemesi için bundan sonra kafamıza emaye tencere takıp dolaşacağız.. " dedi.

Hükümetin eşcinseller için de bir reform yaparak İstanbul Üniversitesi'nin adını "Freddie Mercury Üniversitesi" olarak değiştireceği müjdesi kulaktan kulağa yayılan dedikodular arasında..


7 Ekim 2013 Pazartesi

Demokratikleşme Paketi Açıklandı!

Paketten kamuda başörtüsü serbestliği çıktı!

Kamuda baş örtüsü serbestliğinin geleceğini açıklayan Başbakan'a kamu çalışanlarından cevap gecikmedi: "Birlikte gelelim?"

İktidara gelmeden önce başörtüsünün kamuda serbestleşeceğini vaat etmiş olan Ak Parti, vaadin 11. yılında başörtüsüne demokratikleşme paketinde de yer vererek vefasını kanıtladı. Başörtülü vatandaşlar hükümetin bulduğu her fırsatta kendilerini hatırlıyor olmasından dolayı duygulu anlar yaşadıklarını belirttiler. "Hükümetimiz 11 yıldır bizi her durumda ortaya sürerek değerimizi bizlere hatırlatıyor. Sorunumuza henüz bir çözüm bulunamadı. Heyecanlı bekleyişimiz sürüyor."diyen baş örtülü vatandaşlar göz yaşlarına hakim olamadılar.

Baş örtülü vatandaşların bekleyişi 11. yılına girerken, Başbakan ulusa seslenişi sırasında yine sevgi saçmayı ihmal etmedi..