Sevgili Başbakan danışmanımız Yiğit Bulut, son zamanlarda ortaya çıkan yalan yolsuzluk iddalarına inanılmaz müthiş, über mega bir yorum getirerek olayın bambaşka bir boyutuna dikkat çekti: "YOLSUZLUK ALLAH İLE KUL ARASINDADIR"
Bulut, 'İnsan yolsuzluk yapabilir. Hepimiz insanız, ham meyve yemişiz, hepimizin çiğ sütten geldiği açıkça ortada. Ama yolsuzluk yapıldı diye bunu bir hükümete yapıştırmaya çalışmak, bunu siyasi bir otoriteye yapıştırmak, bunu bir başbakana yapıştırmaya çalışmak işte işin operasyon kısmı burası. Yolsuzluk var mıdır, yok mudur? onu tartışmıyorum. Kim yaptıysa en ağır cezayı çeksin' dedi. İŞTE O MASALSI, EFSANEVİ KONUŞMA!!!
Buradan ne anlıyoruz? Yolsuzluklarla, hırsızlıklarla başa çıkmak için hukuka, mahkemeye filan ihtiyacımız yok! Allah'a havale etmemiz yeterli. En doğruyu tabi ki de Allah bilecektir. Ama düşünce suçlularını, o rezil öğrencileri, kaka yazarları, sümüklü gazetecileri filan hapse tıkmalıyız. Çünkü onların suçları Allah'la kul arasında DEYİL!!!1!!1!!
Evet, bakanlarımızın çocukları rüşvet alırken iş üstünde kayda alınmış olabilirler. Ama biz bu kayıtları delil olarak değerlendirmemeliyiz. Evet, bakanlarımızın rüşvet alırken kayıtları da ortaya çıkmış olabilir. Ama bunun takdiri yine Allah'a bırakılmalıdır. Bizim zavallı akıllarımızın keseceği işler değildir bunlar. Hele ki yolsuzluk ve dolandırıcılığı hükümetimize yapıştırmak, kesinlikle Allah'a şirk koşmaktır! Hem zaten bizce hukuk, kanun, yasa filan da hep Allah'a şirk koşmaktır. Hakimler filan hep Allahçılık oynayan kafirlerdir. Hükümetimiz dolandırsa bile, halkının iyiliği için dolandırmaktadır. Bu işi yargılamak bize düşmez!
Sonuç olarak Başbakanımızın da dediği gibi biz bu süreçten güçlenerek çıkmasını da iyi biliriz. Siz istediğiniz kadar kıçınızı yırtın sefil hümanistler! Bu iş de sonuca vardığında akepe hükümeti eller üzerinde tutulacaktır. Çünkü bizim halkımız doğruyu, yanlışı ayırt etmesini çok iyi bilir. Halkımız için kendi cebinden hortumlanan para önemli değildir. Halkımız materyalist değildir. Halkımız ruhani değerleri önemser. İsterse akepe hükümeti halkımızın cebinden tüyü bitmemiş yetimin parasını alabilir, mühim değil! Eğer vekillerimizin daha iyi hizmet verebilmek için o paraya ihtiyacı varsa, halkımız bunu seve seve kabul eder. Eğer vekilimiz, yüzbinlerce euro'luk saatle, vakko takım elbiselerle görevini daha iyi yapacaksa, varsın halkımız aç kalsındır! Bizim halkımız gerekirse aç kalır, ama hükümetini aç bırakmaz!
Halkımızı onların iyiliği için aç da bırakırız, haklarını da yeriz! Onların yerine zenginliğin o sevimsiz doyumsuzluğunun derdini de biz çekeriz! Yeter ki halkımızın kafası boş kalsın.. Ay aman!.. Kafası rahat olsun!
ZORUNUZA MI GİTTİ ACABA?